bir bedel karşılığı bir şey yapmak
Verb
bir şeyi sırf şaka olsun diye yapmak.
bir şeyi âdet yerini bulsun diye yapmak
Verb
bir şeyi para için yapmak
Verb
bir şeyi kâr için yapmak
Verb
bir şeyi zevk için yapmak
Verb
bir şeyi kâr için yapmak
Verb
ailesinin hatırı için bir şey yapmak
Verb
özlemek, özlem duymak, hasret çekmek, şiddetle arzulamak.
(bir şeyi yapmaya) isteksiz, hevessiz.
The men were indisposed to work nights: İşçiler gece çalışmak
istemiyorlar.
He seems indisposed to go to university: Üniversiteye gitmeye hevesli görünmüyor.
(bir kimsenin bir şey yapmasını) candan istemek/dilemek, can atmak.
She longed for him to stay longer:
Onun daha fazla kalmasını candan istiyordu.